4 Aralık 2011 Pazar

21 Üzerine

Bugün tam üç hafta oldu. Tam üç hafta... Ne kadar hızlı geçiyor zaman. Bir pazartesi, bir cuma. Yaşlar da böyle geçiyor. Hey, bir sürpriz vereyim mi? Sen de geleceksin bu yaşa. İnan ki ışık hızıyla =) 


Amacım sana takılmak değil artık. Dün akşam telefonumu açınca arkadaşının aradığını gördüm. Az önce mesaj attım, yeni gördüm diye. Ne için acaba? Muhtemelen eşyaların içindir. Bu arada eşyalarını almak için geleceksen, zahmet etme. Ben nereye istiyorsan yollarım. Bir daha gidişini görmek istemiyorum. Anlayışla karşılayacağını umarım. Bunların burada olmasından ben de rahatsızım. Anlıyorum. Yeni bilgisayar alana kadar zamana ihtiyacın var. Sonrasında, bilgisayara ihtiyacın kalmayınca onu da sen gönderirsin. Senden bana bir şey kalmasın istiyorum. Her şey yeterince seni hatırlatıyor. Ah, seni ne çok özlediğimi bilemezsin. Her şeyini. Bu çelişki beni devirecek. Hem çok kızıyorum, hem çok seviyorum.


Benimle ilişkili en çok merak ettiğin şey neden arkadaşınla orada buluştuğumuz(muş). Üzücü tabii. Benim senin hakkında o kadar çok merak ettiğim şey var ki... Ne kadar salağım. Arkadaşın popüler bir karakter ve basından kaçmanın en iyi yolu bu tarz press-free mekânlar. Aklında bulunsun. Bunu ona söyledim. Daha sonra senin de bunu merak ettiğini söylediğin için buraya yazıyorum. Hatta ilk geldiğinde "Kadıköy pavyonuna hoş geldin" diye karşıladım. Bunun dışında neler konuştuğumuz hakkında benden bir şey alamayacaksın. İnsanlarla yaşadığım özel şeylere saygı duymayı tercih ediyorum. Buna kızsan da. 


Artık arkadaşlarımla görüşmeye başladım. Birazdan yine eskiden tanıdığım bir arkadaşım evime gelecek. Akşama kadar müzikle beraber takılacağız. Onun için hazırlanmalıyım.


Ayrıldığına değmiştir umarım. 



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder