24 Aralık 2011 Cumartesi

Bin Hata Üzerine

Dün akşam dört yıl sonra ilk kez senden başka birisiyle öpüştüm. Aklımda sorular... İçime ağlayarak. Ona haksızlık etmeden. Sadece onu öperek. Teşekkür ederim. 


Sonrası mı? Kötü bitti. Çünkü yarım aklımla, öpüşmemem gereken bir kişi ile öpüştüm. Onun da aklını karıştırıp belki de güzel olacak bir şeyi mahvettim.


Kadın - Bunu daha önce yapmalıydın... 
Erkek - Sen de, ben de başkasıyla birlikteydik. Aldatmam (Senin için üzülüyorum sersem adam. Ne kadar zayıfsın!).
K - Şimdi olmaz. Bu şekilde değil. Olmaz! Sizi öyle bir yere koyamam. O-Olamaz yani... 
E - Gitmemi ister misin?
K - Beraber çıkalım.


Uzunca sarılıyoruz. Sıkıca...


Dışarıda yağmur yağıyor. Yüzüme çarpan serin damlalar içimdeki karmaşaya dalmamı engelliyor. 


Ellerini uzatıyor. Elleri uzun, elleri ince, elleri beyaz... Kendisi gibi. 


Yanaklarımdan tutup kendine çekiyor başımı. Göz kapaklarım düşüyor. Yüzümde elleri, yağmur damlaları... Allahım, aşık olmaya bu kadar aç mıyım? Gelecek olanı bekliyorum. Sol yanağımda dudakları. Gözlerim açılıyor. Ağzımdan kelimeler dökülüyor: Hoşça kal.


Bedenimi sıkıca saran fanus, küçücük bir taş ile kırıldı, dağıldı, gitti.


Arkamı dönüp yürüdüm. Ters yönlere doğru... Az önce bir ilişki bitirdim. Perde kalktı.


Gerçekten içler acısı durumlara düşmeyi çok iyi beceriyorum. 


Hiçbir şeyi doğru yapamıyorum.


Brel yardım et!





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder