16 Aralık 2011 Cuma

Duymamak Üzerine

08.25 - Karaköy Vapuru


Bu durum hayra alamet değil. Vapurdayım. İki koltuk önümde. Karşımda oturuyor. Arada göz göze geliyoruz. Karşısında erkek arkadaşı var. Kadınların göz kaçamaklarını sevmiyorum. Oysa benim bakışım başka. Ne hissediyorum diye... Boşluk.


A-handa! Reklamınızın müziği başladı. Evde olunca kanal değiştiriyorum. Dışarıda duyunca kulaklarımı kapatıyorum. Seni daha fazla hatırlamamak için. Ayrıca sahte sevginiz sizin olsun. Nerede kalmıştım?


İyi bir insan mı acaba? Buna çok takılır oldum. Karşılaştığım her kadında söylediklerinden sıyrılıp yüzünü ve hareketlerini izlemeye başladım. Sözlere inanmıyorum artık. Hal ve tavır o kadar önemli hale geldi ki, doğrusu bu mudur bilemiyorum. Bildiğim, senden sonra sadece söze inanmayacağım.


Özlemim çok derin sızıya dönüştü. İçten içten yiyor bedenimi. 



20.00 - Ofis

Bugün ikinci kez yazı giriyorum sayende. Az önce bana Facebook'tan mail attığını gördüm. Çok sık girmiyorum. Hatta hiç online olmuyorum. 

"sanırım konusma girisiminde fln bulunmayacaksın.
  • musaıt bır zamanda goruselım ve konusalım artık
  • hayatıma yön vermek ıstıyorum
  • boslukta yuvarlanıyor gibi hissetmek istemiyorum artık
    "

Şaşırdım yine. Ben de cevap yazdım: 


"yalnız kalmak, başını dinlemek ve karar vermek istediğini söylediğin için. sms atıyorum şimdi."

Sms, daha hızlı ulaşmak için. Sms attım hemen (buraya yazmayacağım).

Bunu anlamakta zorluk çekiyorum. Sadece "ne yaparsan yap, peşinden koşuyorsa seven birisidir" diye mi algılanıyor? Ben o kişi değilim. 


Hayatına yön vermek istediğin için bunları yaşadık diye düşünüyordum. Boşlukta yuvarlanma hissinden kurtulman için... Halen aynı şeyleri hissediyorsan bu kadar acı boşa mı gitti? Ne deneyimledin acaba? Bunu merak ediyorum ama sormayacağım. Gerçekten algılamakta zorlanıyorum.


Beraber aynı yolun yolcusuyuz, bunu asla unutma. Ve nasılsa bir gün aynı dünyanın parçası olacağız. Aynı tohumları besleyip, aynı havada sevenlerin içlerine dolacağız. Yolumuz bir. elbet buluşacağız.


Arkadaşındaymışsın bu akşam. Olsun. Bu akşam buluşmamız gerekmiyor.


Heyecan ve endişe bastı... 


Seni görünce ne yapacağımı bilmiyorum. Nasıl davranacağımı da. Muhtemelen sakin bir tavırla net konuşmaya çalışacağım. Duygusal olmadan, mantık dahilinde... Ve sen, sinirleneceksin, sevgini hissetmiyorum diyeceksin. Kalkıp gideceksin. Her zaman olduğu gibi. Şimdi değilse bir hafta ya da bir ay sonra.


Sevgilinle ayrıldığında ve tekrar bir araya geldiğinizde sana bunu söylemiştim: ilişkiler git-gellerle çözülmüyor. Ayrılıklar ilişkileri kurtarmıyor. Uzak kaldıkça alışıyorsun onsuzluğa. Bu çözüm değil. Ayrılıkların ilişkiyi düzeltebileceğine inanmadım hiç. Biz ayrı kalmayı değil, beraber sorunlarımızı çözmeyi beceremezken ayrılığı denemek sadece gidişin için sana güç kazandırdı. Gördün, gidebiliyorsun.


İşin garip tarafı sana, kadınlığına hep saygı duydum. Destek oldum. Farkında değildin belki ama bir kadın olarak güçlenmene engel olmadım. Bana bu gücünü kullanmana gerek yoktu. Zaten biliyordum. Sen farkında değildin belki de. Görmek istedin. Sevdiğini söylediğin kişinin kalbini ezerek. Olsun. Bu da sana kıyağım olsun.   


Halen aynı şekilde düşünüyorum. Benden ayrılma provası yaptın. Bazı şeyler yaşadın. Sevdin ya da sev(e)medin yaşadıklarını. Şimdi tekrar gözlerime bakıp benim sana olan sevgimi arayacaksın. Kendi gözlerine perde inmişken. Göremeyeceksin maalesef. Saklamaya çalışacağım için değil. Canımı çoooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooooook yaktığın için. İçime kaçtım yine. Belki daha derine. Senden güzel şeyler duymadan oradan çıkamayabilirim. O,o yılan metaforu. 


Özledim diyebilecek miyim? Tüm boğazıma sokulan lokmaları yutup. Bu kadar sustuktan sonra senin konuşmanı beklemek daha doğru olacak sanırım. Sonuçta sen bir karar alıp tüm bunları yaşattın. Kızmıyorum. Şu an değil.


Merak etme, ne olursa olsun sana bir arkadaşın gibi davranacağım. Sonuçta sen de bunları kendi iyiliğin için yaptın. Ya da bir başkası. Ne fark eder ki?!  


Umarım işine yaramıştır.


Şimdi sana sms atmalıyım. "Yarın olabilir" demişsin. 


Eve çağırsam doğru olmaz. Orada kendini güçsüz hissedebilirsin. 
Cafe'de buluşsak doğru olmaz. Burada mı buluştuk diye kızabilirsin.
Seni pahalı bir yere götürsem olmaz. Aa bak ayrılınca nasıl da böyle yerlere götürüyor diyebilir ve bu yaklaşımını bir tavır olarak yerleşebilir.
Sahile çağırsam...


En iyisi sana sorayım. 


Sms şimdi sana geliyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder